G
"En kötü kısmı, yarın sen tüm bunları unutacaksın."
Bu film; ince mizahi değerleri ile izleyiciyi kırıp geçerken, varoluşçu felsefe akımına göndermeler de yapıyor. Filmin yönetmeni ve senaristlerinden biri olan Harold Ramis, “ Hayata bakışımızı bu kadar güzel anlatan bir film çektiğiniz için teşekkür ederiz.” içerikli bir çok farklı görüşten mektuplar bile almış.
Ana karakterini Bill Murray’ın canlandırdığı Phil, herkesin hayatında görebileceği, can sıkıcı adamlardan biridir. Bir hava durumu sunucusu olan Phil, Dağ sıçanı günü diye bilinen mevsimsel olayların batıl şekilde yorumlandığı yerel bir günün haberini yapmak üzere ekibi ile bu etkinliğin gerçekleştiği kasabaya gider. Alarmlı radyosunda çalan müzikle güne başlayan Phil, bezgin bir şekilde işini tamamlayıp dönüş yoluna çıkar. Ancak kötü hava şartları yüzünden geri dönerler. Ertesi gün birebir aynı güne uyanan Phil, yaşadığı dejavunun hayatının kabusa çevirmesiyle ve kimsenin bunun farkında olmamasıyla baş etmeye çalışır.
Filmde kendinden nefret ettiren Bill Murray, sonunda herkesin kendinden kesitler bulduğu hatalarıyla öyle güzel yüzleşiyor ve kendini sevdiriyor ki, bu çılgın ruh hali değişikliğini ve kendini eğitmesini kahkahalar eşliğinde soluksuz izliyorsunuz. Yönetmenin aklından ilk geçen isim olmamasına rağmen, bize yaşattığı tatmin duygusunu o da, Time dergisine söylediği şu sözlerle açıklıyor. “O rolde gerçekten de en iyi, en kibar, en cici Bill ve en kötü, en huysuz, en karanlık Bill arasında uçlardaydı. Bir şekilde kendisinin tamamını karakter vesilesiyle yansıtmanın bir yolunu buldu. Filmi çekerken, çekeceğimiz sahneye dair açıklama yapmaya giriştiğimde, ‘Sadece şunu söyle, iyi Phil mi kötü Phil mi?’ diyordu.”
‘90lara ait film her dönemin mizah anlayışına göz kırpıyor.